Dünyanın en önde gelen yönetici koçlarından Marshall Goldsmith https://hbr.org/2009/09/why-you-should-choose-an-inter yazısında, yöneticiler şirket içinden seçilmeli diyor. Bu fikrini de bazı örneklerle destekliyor. Dışarıdan transfer edilen yöneticilerin başarısız olmaları durumunda, yöneticiye ödenen para, toplam kaybın içinde önemsenmeyecek kadar düşük kalıyor.
Linkteki yazıda Home Depot, Hewlett-Packard örnekleri verilmiş. HP 1999 yılında dünyanın en karlı şirketiyken yönetim hataları nedeniyle 65 yılda geldiği yeri 12 yılda büyük oranda kaybetmiş. Hikayenin detayı: https://ivypanda.com/essays/hewlett-packard-strategic-successes-and-failures/ Boeing de bir diğer güncel örnek: Şirketin %35 zam teklifine rağmen durdurulamayan grevde çalışanlar şirketin büyük zararda olmasının maaşlarına yansımasını kabul etmiyorlar. "Şirketi bu hale getiren yöneticilere para verdiniz de sıra bize gelince mi tasarruf aklınıza geldi?" diye soruyorlar. Kötü yönetim dünyanın en güçlü şirketlerini bile iflasın eşiğine getirirken ortalama bir şirkete verebileceği zarar kim bilir ne olur? Verilen zarar atlatılabilse bile oluşan kötü imaj yıllarca temizlenemiyor ve bu şirketler hiçbir zaman eski güçlü durumlarına dönemiyorlar.
Benim 35 yıl içinde yaşadıklarım ve şahit olduklarım da Marshall Goldsmith'in fikrini destekliyor. Peki neden içeriden yönetici seçmek daha iyidir?
İyi yönetilen şirketler, yetenekli insanları işe alırlar ve sonrasında çalışanlarını geliştirmek için yatırım yaparlar. Bu nedenle bir şirket kendi içinde yönetici yapabilecek birisini bulamıyorsa aşağıdaki sorulara cevap arayabilir:
"Adamın iyisi iş başında belli olur." atasözü çok geçerlidir. İşe alım yaparken, ne yaparsanız yapın, işe aldığınız kişiyle ilgili sınırlı bir bilgiye sahip olursunuz. Bu durum, onu uzun süredir tanıyor olsanız bile geçerlidir. Hatta iş başında gördüğünüz kişilerde bile bu kişinin, farklı bir şirkette, farklı insanlarla birlikteyken nasıl bir performans sergileyeceğini bilemezsiniz.
Diğer taraftan aynı şirkette birlikte çalıştığınız kişilerle ilgili detaylı bilginiz olur:
ve daha birçok özelliğini, güçlü yönlerini yaşayarak görürsünüz. Bu çalışanla zorlu bir yola çıkılır mı, çıkılmaz mı? Bunu bilirsiniz.
Dışarıdan yönetici transferi yaygın olarak başvurulan bir yöntemdir. Neden bazı şirketler bunu tercih ederler?
İşin önemli noktası, yumurta kapıya dayanmadan, işler kötüye gitmeden bir şeyler yapmaya başlamaktır. Bir yıl gibi kısa sayılabilecek bir sürede bile farklı deneyimlere sahip yeni yetenekler alınıp yetiştirilebilir ve bu sırada şirkete uyum sağlamalarına fırsat verilebilir. Ama işler kontrolden çıkmış, ateş bacayı sarmış, yangın söndürme noktasına gelinmişse, dışarıdan bir yöneticiyle risk alıp şansını denemekten başka çare kalmamış demektir.
Liderlik doğuştan mı gelir, sonradan mı öğrenilir sorusu yaygındır. Bu konudaki detaylı araştırmalardan bir tanesi: https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC5423074/
Liderlik yetenekleri biraz doğuştan, biraz yetiştirmeden, biraz da öğrenmeyle oluşur. Liderlik ve/veya yöneticilik yapacak kişiyi seçerken yeteneklerini göz önünde bulundurmak önemlidir. Yeteneği olan kişinin bu yeteneklerini geliştirmemek ise büyük bir değerin harcanması olur. Bir sporcunun başarılı olabilmesi için yetenekli olmasının yanında sürekli antrenman yapması ve iyi bir koç tarafından yönlendirilmesi gerekir. İyi bir liderin yetişmesi için de yeteneğin yanında pratik yapması ve deneyimli bir yönetici koçu tarafından geliştirilmesi önemlidir. Yönetici koçluğu hizmetlerimiz: https://perda.com.tr/